26 Mart 2012 Pazartesi

HAYAT

         Hayatı çalışarak öğrenirsiniz. Ekmeği çalışarak yemeyi, 8 yaşında sokaklarda  tahta parçalarını toplayıp ısınmayı ve sonunda anlarsınız ki bir şeyler için emek sarfetikten sonra karnınızda doyuyor evinizde ısınıyor. Ama bunun yanında tecrübeler hayatınıza girmeye başlıyor. Logolarla oynayan çocuklar gibi; bir çocuğun daha önce kullandığı bir logo parçasını kaç farklı şekilde kullanabileceğini önceden tahmin edebilmesi. Yalnız sürekli başarılı olamıyorsunuz. Yürümeye çalışırken çok kötü düşüşleriniz  olabiliyor. 
        Hayat bazen de bir oyun gibi bazen. Siz oyuncu olarak görebilirsiniz kendinizi hayatın içinde. Oyun oynamasını bilmemenize rağmen. Ama oyunu bilmemek kaybetmek anlamına gelmemeli sizin için. oyunun içindesiniz bir kere. oyunun içindeyken oyunu öğrenmeye çalışıp kazanırsanız; o zaman en büyük engeli aşmış olursunuz. Oyunun içinde oyunu öğrenmeye çalışırken kaybetseniz de üzülmeyin. Çünkü oyundan azda olsa bir şeyler öğrenmişsinizdir.
Peşinden gitmeyi bırakmayın!
      
               Sade bir hayat size pek hoş gelmeyebilir. Babanız tarafından her şey size sunulmuş ve siz sadece bunlarla yaşıyorsanız; o zaman hayatınızda bir şeyler eksiktir. Mücadele ruhunuz günden güne yok olur. Bir öğle yemeğini bile kazandığınız parayla yemek size hayatın ne denli güzel olduğunu göstermeye yeter. Hayat zorluklarla güzelleşir.